Muzip Bir Bilim Kurgu Yazarı: Douglas Adams

Bilim kurgu kitapları, iyi yazılmış olanları bilimsel gerçekliklerden beslenirken bizim de hayal gücümüzde yeni kapılar aralar. Hele bir de işin içine mizah girdi mi değmeyin okurun keyfine! Bilim kurgu ve mizah denildiğinde ilk akla gelen isimlerden biri Isaac Asimov ve pek tabii ki Douglas Adams.

The Hitchhikers Guide to the Galaxy (Otostopçunun Galaksi Rehberi) Douglas Adams'ın en ünlü ve en kapsamlı eseri. Altı romandan oluşan eser günümüz bilim kurgusunun en önemli parçalarından biri. Kallavi görüntüsüne rağmen o kadar sayfayı nasıl okuyup bitirdiğinizi fark etmiyorsunuz bile.

Kendi halindeki başkarakter Arthur Dent'in hayatı galaktik bir karayolunun evinden geçirileceğini öğrenmesiyle altüst olur. Başlarda dirense de bir arkadaşının desteğiyle ilginç maceralara atılır ki bunlara evrenin sonundaki restoranda yemek yemek de dahildir. Kitabın en eğlenceli ve en bilindik alıntısı -sürprizbozandan çekinenler lütfen paragrafın devamını okumasın- "42"dir. İnsanların yüzyıllardır merak ettiği bir soru vardır: "Hayatın anlamı nedir?" Bunu öğrenebilmek için dünyanın görüp göreceği en akıllı bilgisayarı icat ederler ve yüzyıllarca cevap beklerler. Sonunda cevap gelir: "42". Herkes büyük bir hayal kırıklığı yaşar. Ama bilgisayar lafı gediğine koyar: "Önce doğru soruyu sormayı öğrenin!"

Douglas Adams çok yönlü bir yazar. Bilim kurgu ve mizah yazılarının yanı sıra radyo tiyatrosu,  televizyon dizisi ve bilgisayar oyunu da yazdı. Monty Python'da rol aldı, hem de ilk göründüğü sahne ironik bir şekilde 42. Bölüm oldu. Pink Floyd'dan oldukça etkilendi ve eserleri de bu etkiden yararlandı. David Gilmour'la da arkadaşlardı ve Adams'ın 42. doğum gününde Gilmour onun konuk olarak sahne almasını sağladı. Adams, konuk olduğu bu konserde "Brain Damage" ve "Eclipse" şarkılarında gitar çaldı. Radikal ateistti ve radikal kelimesini özellikle vurguluyordu ki insanlar agnostik olup olmadığını sormasınlar. Ayrıca, soyu tükenen canlıları savunan bir doğa aktivistiydi.

Otostopçunun Galaksi Rehberi yapımcıların gözünden elbette kaçmadı ve filmi çekildi. Başrolde, Bilbo Baggins olarak da gördüğümüz ve rahatına düşkün olup maceraya sürüklenme konusunda üstüne olmayan Martin Freeman oynuyor. Filmde Don't Panic (Panik Yok) havlusundan Deep Thought (Derin Düşünce)  bilgisayarına kadar birçok şeyi canlı canlı görme fırsatını elde etsek de kitabın tadını pek aldığımız söylememez.

Douglas Adams çok eski bir yazar değil ama etkisini daha uzun yıllar sürdüreceğini bu etkileyici eserinden anlayabiliyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder