Edebiyat ve Sanat Gündemden Sorumlu Mudur?

Başlıkta sorduğumuz soruya peşin peşin cevap verelim: Evet, sorumludur. Hatta ekleyelim. Edebiyat ve sanat özü itibarıyla özgür ve eleştireldir.

Denilebilir ki, hakim düşünceyi savunan iyi eserler de verilebilir. Orta Çağ'da sanatın din etkisi altında veya derebeylerin sponsorluğunda, onların istediği şekilde icra edildiğini gözlemleyebiliriz. Bu dönemde müthiş sanat eserlerinin varlığına şahit olabiliriz. Ama belli temalar altındaki enfes yorumlar sanatçının açtığı ufuklarla bağlantılı değil midir? O sanatçı mevzu bahis zorunluluklar altında olmasaydı daha çeşitli ve daha çarpıcı eserlere imza atmayacak mıydı diye insan düşünmeden edemiyor. (Rönesans da bir nevi böyle doğdu zaten.)

Sansür ve baskı edebiyatçıların ve sanatçıların önündeki en büyük engellerdir. Elbette genel geçer bir çizgide eser veren sanatçılar durumdan rahatsız olmayabilir, geleceğe kalmak gibi bir kaygıları da olmayabilir. Ama insanlık tarihine baktığımızda gidişatı değiştirenlerin, ellerini taşın altına koyan sanatçılardır. Sansür ve baskıyı kabul eden sanatçılar tarihte yitip gitmeyi ve önlerine konulan yaşamı kabul ederler. Kalıcı olanlar, ses çıkaranlardır. Bugün hâlâ Aziz Nesin, Bertolt Brecht gibi isimleri konuşuyorsak bunu bir düşünmemiz gerekli.

Sonuçları ne olursa olsun her yüzyılda, her siyasi ortamda eleştirel kalmayı, sonuçları ne olursa olsun ses çıkarmayı başaran sanatçılar olması umut verici. Yakın tarihimizde edebiyat ve sanata yönelik sansür ve baskı endişe verici ama aşılamaz değil. Mevcut ve gelecek nesillerin daha iyi bir yaşam sürmesi için edebiyat ve sanatın özgürlüğü ve eleştirelliği gerekli.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder